Ana içeriğe atla

İnadına gülmek... İnadına yaşamak... En güzel tepki mizah!

Herkese selamlar,

Geçen sene Kasım ayından beri ara verdiğim yazılarıma tekrar dönmemi sağlayan whats up yazışması;



Bu cümleler akabinde yazmamak için hiçbir gerekçe bulamadım kendimde. Öyle ya biz Gezi çocuklarıyız, biz direnmeyi, biz tepki vermeyi, biz her türlü haksız ve hukuksuzluğa dimdik karşı durmayı bilmiş, koca hükümetin elini kolunu bağlamış, tarihe geçecek o eyleme imza atmış orantısız zeka ve mizahın gücünü cehaletin her türlüsüne fütursuzca kullanmış neslin çocukları değil miyiz? Şimdi neden sessizlik? Şimdi neden tepkisizlik olsun ki?

Oturup yaşanan siyasi, stratejik ve trajik gelişmeleri bir de ben değerlendirmeyeceğim. Bunu zaten Twitter - Facebook ve türevleri üzerinden bizler, bazı hala cesur kalabilen köşe yazarlarımız yeterince yapıyor. Kendi kendimize, bizlerle aynı fikirlere bol bol like'lar, yorumlara retweetler yapıp hislerimize tercüman olan kişi ve paylaşımları yine bizlerle aynı fikirlerdeki takipçilerimizle paylaşarak "farkındalık" yaratma paradomizin asıl ulaşmak istediğimiz kitleler olmadığını bile bile "tepki" veriyoruz ya... Sahiden muhteşem bir kafa bu. Karşıt görüşteki kişiler de zaten bize iki küfür edip ne söylediğimizi idrak dahi edemeden kendi fantezi dünyalarında umarsızca ve büyük bir hipnozla, adanmışlıkla hayatlarına devam ediyorlar. Olan bizlerin ışıl ışıl loblarına oluyor tabii, psikolojiler yerlerde... Beyni olan, idrak kabiliyeti olan, farkında olan bizler için zor tabii hazmetmek olan biteni ama gel gör ki o kadar meşgulüz ki, koordineli ve organize bir tepki veremeyecek kadar da minnoş varlıklarız. Ponçik bünyelerimize Rabbim zeval vermesin...

Hayata devam etsek sosyal linç yiyoruz, çünkü hayatına devam et ama süresi belli olmayan yas sürecinde es kaza eş, dost şans eseri hayatta kalabilen dost ve akrabalarla gülerek foto paylaşsan "vay hissiz - vay arsız - vay pişkin" oluyorsun. Ama klavyelerde yeri göğü inletenlerin kalk gidelim bu iş böyle olmaz desen bin bir mazeretle nasıl taklalar atacağını görünce insanın Cirque de Soleil yetkililerini arayıp "koşun müthiş bir akrobasi yeteneği keşfettim" diyesi geliyor... Öyle de tezatların insanıyız vesselam.

Bizim milletin en sevdiğim özelliği siyaset - spor - mizah - oyuncu - yönetmen - CEO - CFO - teknik direktör - sanatçı....(aklınıza ne gelirse) hepsinden sonsuz anlayan binlerin varlığı fakat ironik şekilde bütün bu alanlarda mevcutta bulunanları yerinden, tahtlarından edebilecek bir tane bile müşterek seçimimiz olabilecek birilerinin olmaması, içimizden çıkamaması... Türkiye 3 tarafı denizlerle çevrili, her metrekaresi "gökyüzü limit" tadında her alanda uzman görüşlere sahip beyinlerle, her geçen gün daha da karanlığa gömülmek üzere olan tek ülke olma yolunda koşar adım ilerliyor. Hakkımızda hayırlısı olsun.

Bir de her olağanüstü hal durumunda inanılmaz bir istihbarat ağımız ortaya çıkıyor ki akıllara zarar. Bütün bu "isimsiz" kaynak / kontaklarımızı bir araya getirsek CIA'yi, Mosad'ı tillahını dize getiririz. Ne görümceler, ağabeyler, teyzeler, yeğenler var en kritik ve gizli bilgi ve belgelere erişebilen makamlarda ortalık karışır hepsi örgütlense, Mit'i tarumar eder yenisini kurarız :) Rabbim o mevkilerdeki gizli kaynak, kaynaktan da öte isimsiz kahramanlarımıza da zeval vermesin! O bilgileri sızdırmak da kolay iş değil çünkü, bordo bereliler dağda, onlar da aramızdaki beyaz yaka görünümlü gönüllü bereliler...




Neticede girmeyeceğim dediğim konuya da bu kadar satır ayırdım ya tam bir Türk insanıyım genlerime sağlık :) Velhasılıkelam (her yazıya mutlaka bir eksantrik kelime kampanyası!)* ülkemiz "güzel bir sınav" vermiyor hayli acı, hayli sancılı süreçlerden geçiyoruz, hepimize bu gri ve bulanık zamanlarda mizah tavsiye ediyorum. Arsızca değil ama mutlaka mizaha yer ayırın, Rabbim bu yazıyı okuyabilen her birimize bir gün daha bahşetmişse eğer bunun en iyi şekilde kıymetini bilin. Tedbirlerinizi mutlak alın ama taktiri daima Rabbimize bırakın. Vardır elbet bir bildiği, vardır elbet görmemiz gereken güzel günler, vardır varlığımızın bir sebebi müsebbebi... (Manasını bilmeyenler için açıklama; “Dünya darü’l-hikmet, âhiret darü’l-kudrettir.” Yani, bu dünyada hikmet hâkimdir. İlâhî ilimle takdir edilen ve yine ilâhî irade ve kudretle yaratılan “sebepler” âleminden, “müsebbepler,” yani neticeler çıkarılmakta ve insanlar sebeplere gönül vermekle, onları aşmanın ve neticeleri Allah’tan bilmenin imtihanını vermektedirler." )***

Hepinize sevgi dolu, sevdiklerimizle birlikte güzel ömürler dilerim!










Yorumlar

  1. sevgili arkadaşım Damla,

    sanırım dediklerini uygulayabilen biri olduğum için buraya yazabilme cesareti buluyorum kendimde. ne çok atar gider yapıyorum ne de çok umursamaz davranıyorum. mesleğim malum, fırsat buldukça ben de bir şeylerden taraf olmaya çalışıyorum. Tıpkı gezi zamanı karaya indikçe aranıza katılabildiğim gibi..
    Yüreğine ağzına kalemine sağlık uzun zamandır okuduğum en güzel yazılardan biri olmuş.

    Ali Mısırlızade

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin yorumun benim için önemli yorumlardan biriydi çok sevindim Ali'cim, teşekkür ederim vaktini ayırıp okuduğun için..

      Sil
  2. Kalemine ve yüreğine sağlık, yeni yazılırını sabırsızlıkla bekliyor olacağım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar mutlu ediyor bunları duyması, teşekkür ederim desteğin için! :)

      Sil
  3. Emeğine kalemine yüreğine sağlık Damla'cım 😘💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Funda'cım şahane destekleriniz, samimi yorumlarınız için! Ne kadar güzel bu geri dönüşler, eksik olmayın :) 💕

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Siz Simay'ın ablası mısınız?

Et Voila!  Yazıyı okurken fonda çalmasını tavsiye edebileceğim şarkı;   https://www.youtube.com/watch?v=hWLc0J52b2I Who do i want to be today?   Şu sıralar tartışmasız Simay Demirel olmak isterdim sanırım. Sadece aşıklar ve ışıkların şehri Paris'te yaşıyor olması, hayallerini bir bir gerçeğe dönüştürüyor olması veya benim biricik kardeşim olması sebebiyle değil... Karakteri - kendine yarattığı dünyada edindiği yer - kendinden yarattığı harika kadın ile ben bu sıralar Simay Demirel olmayı gerçekten isterdim ve bu blog yazısını da bu vesile ile kendisine ayırıyorum. Simay Demirel , nam_ı diğer @simotto  neler yapar peki?  ( Instagram hesap adı )* Marmara Üniversitesi, İşletme bölümü okurken erasmus ile başlayan Paris macerası akabinde masterını yaptığı "Lüks Marka Yönetimi" eğitimi süresince Oscar de la Renta'dan Dice Kayek'e, Paris Moda Haftası'nda aldığı sorumluluklardan, yurtdışı bazlı trendy markaları Fransa'ya getiren ilk ...

Vefa...

Yeni yıl öncesi geleneksel iş arkadaşlarımızla, ekipçe hediye alışverişi yaparken arkadaşlarımızdan birine güzel bir hediye denk geldi, bana da bu vesileyle ilham... Çalışmalarını her zaman ilgiyle takip ettiğim Lugat 365 'in "güzel kelimeler takvimi"nden kendime bir kaç kelime seçtim. İlgilenenler için bahsettiğim ürünün satışının yapıldığı link;   https://www.guzelkelimelerdukkani.com/guzel-kelimeler-takvimi-2019 Çok uzun yıllardır " ne seneydi be!" dedirten belirli bir senem yok, açıkçası bir kaç senedir üst üste ortalamanın altında mutluluk veren yıllar geçiriyorum, buna obsesif bir tutumla takılmıyorum fakat dikkatimden de kaçmıyor. Özlediğim yıllarım var... Ama şunu da biliyorum ki ben " Müsterih "im! Özlediğim yıllarımı geri getiremem belki ama içim ve en önemlisi vicdanım rahat. Beni besleyen şeyler yaptığıma inanıyorum, aynı kalmamak adına çaba sarfediyorum ve kendimi aşmaya, sınırlarımı zorlamaya çaba harcıyorum. Hep derim ...